Etiket : kızılcabölük spor

KIZILCABÖLÜK

Kızılcabölük Dokumacılık ve Tarihi

kizilcabolukvakfi

Kızılcabölük Dokumacılık ve Tarihi

Dokumacılık

Kasabamızda el dokumalarının tarihçesi yaklaşık 600 yıl öncesine dayanmaktadır. Orta Asya’dan göç eden uç beylerimizin bir kısmı, obalarıyla beraber bugünkü Kızılcabölük Beldemizin bulunduğu merkeze yerleşmişlerdir.

O dönemlerde buralara gelen obaların insanları çobanlık işi ile uğraşmaları nedeni ile keçilerinin kılını, koyunlarının yününü kirman adı verilen el aletleri ile eğirip ( işleyip ) kendi ihtiyacı olan giyecek, heybe, çuval, kese gibi eşyaları gerim tekniği ile kendileri dokumuşlardır.

Osmanlı döneminde ise dokumacılık sanatı daha da gelişmiş ve ilerlemiştir. Bu dönemde birçok Sadrazam, Şehzade ve devlet ileri gelenlerinin giydikleri giysilerin kumaşları bu yöremizin dokumalarından temin edilmiştir. Kısacası, Kızılcabölük el dokumacılığı geçmişten günümüze süregelen geleneksel bir yapıya sahiptir.

Evliya Çelebi dahi Seyahatnamesinde bu yöremize yer vermiş, yörenin dokumacılığından Kızılcabölük Çulhacılığı olarak bahsetmiştir.

Yörede bugün ki gelişen teknolojiye rağmen, halen tahta tezgahlarda geleneksel dokumalar yapılmaktadır. Tamamen insan gücü ile çalışan çekme tezgahlarla üretilen kumaşlar yurt içi ve yurt dışı pazarlarda büyük ilgi görmekte ve tercih edilmektedir.
Dokumaların üzerindeki motifler, tamamen yöreye özgü olup, ninelerimizin sandıklarından çıkan orijinalleri ile aynıdır. Her motifin ayrı bir anlamı, kendine özgü bir öyküsü vardır.

Dokumacılıkta eskiden kullanılan bazı aletleri inceleyelim:

EL ÇÖZGÜSÜ

Çözgü: Bir şeyleri çözme eylemini gerçekleştiren araçlar olarak sözlükte yerlerini almışlardır. Fakat dokuma ve tekstil diliyle çözgü,ipliğin dokumaya hazır hale getirilmesi olarak söylenir.

Çözgüler, kalemlere sarılan ipliğin(günümüzde kalemlerin yerini bobinler almıştır) makineler ile yumak haline getirilmesi işlemidir. Kısaca çözgünün görevini anlamış olduk.Çözgünün iplikleri takılıp, yumak veya leventlere alınışından bahsedelim, Hep ihtiyarlarımızdan,

dedelerimizden, ninelerimizden duyarız:Kızılcabölük dokuması bu günlere geldi ama nasıl geldi, Hiç bir makine, elektrik gücüyle kumanda edilemiyordu, Her iş. Kolla yapılıyordu. İpliklerin el çıkrıklarında sarılıp el tezgahlarında dokununcaya kadar.

Bu elle yapılan bir dokumanın işlem sırası El Çözgüleri. İplikler sarıldı, toplandı, getirildi çözgüye. Dokunacak kumaşın özelliğine rengine göre, değerine göre kalemler koşulurdu. Çözgü, çok dikkat gerektiren bir işti. Çünkü, hatalı koşulan kalemler, hem deseni, hem de dokunacak kumaşın özelliğini kaybetmektedir. Koşulan kalemlerin uçları, seyrek dişli taraklardan geçirilirdi. (Tarak, halk deyimiyle demdir)

Seyrek dişli taraklardan geçirilen ipliğin ucu dokunacak kumasın kaç dişli olacak ise bu hususu dokumanın içinde o gayet iyi bilirler Örneğin, dokuma aşamasında 1.cm ye düşen ipliğin sayısı kaç ise; çarşaflar piyasa olarak 9 tarak 10 tarak diye adlandırılır.) istenilen dişli taraklardan geçirilir. ipliklerin uçları hepsi bir arada toplanıp ağaç bobinlere bağlanır. Kolu çevirerek çözme işlemine geçilir. Yumaklara çözülecek ipliğin metre olarak eski saatlerden bir mekanik kurulur ve zamanlama yapılır.Burada dikkat edilecek diğer husus, ağızlık dediğimiz olayın gerçekleşmesidir.Ağızlık, tezgahlarda ipliklerin tarak ile işlenti arasında yaklaşık olarak 30 derecelik açıdır.Bu konu çok önemlidir.Beldemizde tek numunelik Tekstil Lisemizde vardır.

KALEM ÇIKRIĞI

Kalem Çıkrığı: Günümüzde kullanım alanı oldukça az olan bir dokuma öncesi hazırlık aracıdır. Kasabamızda genellikle 45 yaş neslin daha çok hatırlayacakları ve onların çocukluklarında daha çok kullanılan bir araçtır.

Çıkrık: Geniş kasnak veya tekerlek yada kol yardımıyla belli bir uzaklıktaki mil vb gibi aygıtları hareket ettirmek özelliğine sahip basit makinelerdir.

Kalem Çıkrıkları: El tezgahlarının yaygın olduğu dönemlerde motorlu tezgahların ilk çıkış dönemine rastlayan tarihlerde yaygın kullanım alanı vardı. Günümüzde çok az da olsa hala kullanılmaktadır.

Kasabamızda çıkrıklar genellikle kalem adı verilen bir nevi kapaklar üzerine iplik sarma işlemi gerçekleştiren araçlardı. Geniş teker biçiminde çizgi çizgi hoş görünümü olan bu araçlar kalem sarmada ya da ipliği bükmede kullanılırdı. teknolojinin gelişmesi neticesi bobin var makinelerinin çıkmasıyla yavaş yavaş ortadan kalktı.Anılarda eski günlerden birer hatıra olarak yerlerini aldılar,Kalem sarma işlemi şöyle başlar: Tezekirden alınan ağızlık iplikler, aharlarda deterjanla güzelce yıkanır. Çizmelerle çiğnenir ve ipliğin açık kahverengi suyu akıtılır. İplik temizlenir. Hain iplik eğer boyanacaksa toprak dağarlarla boyanır. Uzun sırıklara geçirilip sokaklara asılıp kurutulurdu. Kimi zaman haşıl tutkunu olur onları da ıslatıp sarılırdı. Haşıl tutkunu ise ipliğin haşıllama sırasında kimyasal maddelerle oluşan kristal tuz biçiminde ipliğin birbirine yapışmasına denirdi.Gerek kuru, gerekse yaş kullanılmasına rağmen genelde kalem yaş sarılırdı. Haşıl tutkunu zorluk çıkarmaması için yaş sarılırdı. İplik ağızlıkları ikili üçlü çaralara takılır. Kalemler iğlere takılır. Ağızlığın (ipliğin) ucu kalemlere ardılır.Çıkrığın kolu saat yel kovanı yönünde çevrilir ve sarım işlemine haşlanır.

Kalemlerin kullanım yerlerine göre ikişer veya üçer ağızlıklı kalemler sarılır. Sarma işlemi bitirilirdi. Kalemler toplanıp sıra çözgüye götürülür. Zamanın el çözgülerinde yumaklar koşulurdu.

Çıkrığın yerine bobin var makineleri almıştır. İnsan gücüne dayanmayan elektrikle çalışan genelde 6- 12 gözlü. kapasitesi fazla, her ebat pamuk ipliğini bobin haline getirebilen makineler çıkrıkla kıyaslanmayacak kadar hızlı çalışmaktadır.Çıkrık yaşantımızda o kadar çok yer etmişti ki bazı ananelerin doğmasına sebep olmuştur.

Beldemizin geçmişinde Çıkrık gecesi yapılırdı.

Çıkrık Gecesi: Her evlenen kızın anne babası düğünden 15 gün sonra yakın akrabalarla toplanıp bir çıkrık ve birde çıkrık döşeği(beldemizde yaygın olan bir nevi döşek) götürürler. oturulur. Sohbet edilir. Tuzlama pişirilir. hep birlikte yenirdi. Çıkrık kullanım alanı daraldıkça geleneklerde kalkmış. yok olmuştur.

Seyrek dişli taraklardan geçirilen ipliğin ucu dokunacak kumasın kaç dişli olacak ise bu hususu dokumanın içinde o gayet iyi bilirler Örneğin, dokuma aşamasında 1.cm ye düşen ipliğin sayısı kaç ise; çarşaflar piyasa olarak 9 tarak 10 tarak diye adlandırılır.) istenilen dişli taraklardan geçirilir. ipliklerin uçları hepsi bir arada toplanıp ağaç bobinlere bağlanır. Kolu çevirerek çözme işlemine geçilir. Yumaklara çözülecek ipliğin metre olarak eski saatlerden bir mekanik kurulur ve zamanlama yapılır.Burada dikkat edilecek diğer husus, ağızlık dediğimiz olayın gerçekleşmesidir.Ağızlık, tezgahlarda ipliklerin tarak ile işlenti arasında yaklaşık olarak 30 derecelik açıdır.Bu konu çok önemlidir.Beldemizde tek numunelik Tekstil Lisemizde vardır.

MASURA ÇIKRIĞI

Masura: Üzerinde atkı ipliği sarılan mekiklere takılıp tezgahlarda kullanılan boyu 18- 20 cm çapı 8 mm başlangıç yarı konik ağaç ve plastik araçlardır.

ÇIKRIK:

Kullanılan alanı bakımından iki tip çıkrık var: Birincisi kalem çıkrığı, ikincisi Masura çıkrığıdır. Bunlar hem yaptığı iş hem de şekil bakımından değişik tiplerde yapılmış basit tarihi dokuma araçlarıdır. Kalem çıkrığı malzeme olarak ağaç kullanılmış masura çıkrığında ise gövde ve ayaklar üzerinde kanalı olan tekerlek ağaç modellerden yapılmış diğer kısımları madeni malzemelerden yapılmıştır. Çıkrık çağı olarak el tezgahları çağında önemli bir yer edinmiştir.Teknoloji geliştikçe modern makineler tasarlanmış ve üretilmeye başlanınca çıkrıklar birer birer yok olmuş, maziye karışmıştır.

Bu çıkrıklar bir bisikletin çalışma prensibinden yola çıkılarak yapılmıştır.

Sarma işlemi: Masuralar iğlere takılır Yine ağızlıklar çaralar takılıp masuraları iplik dolanır. Çaralardan gelen iplik sağ el ile hareket kolu sol ile  sağdan sola (resimdeki ok yönünde) çevrilir. Sağ el ipliği masura bakımından 4-5 cm. zik zak hareketler yaptırarak Mekiği sığacak Ölçülerde sarılır. Bu işleme masır sarma olarak tanımlanır.

Çıkrıkta bazı önemli noktalar şöyle imiş.

*Masura (Masır olarak halkın dilinde söylenir) Masura mekiğin içine sığacak kalınlıkta ve belirli ölçülerde sarılmalı.

* İğleri hareket ettiren urgan zivitlendiğinde daha mukavemet sağlanırmış.

*El tezgahlarında kullanılan masırlar genellikle yaş olarak sarılır. Yaş sarmanın sebebi masuranın üzerine ipliğin yıkılmaması için yaş sarılmış.

ÇIKRIK DÖŞEĞİ

Yurdumuzun çeşitli yörelerine özgü kilimler olduğu gibi; Beldemiz de o kilimlerin, çulların eşdeğerinde eski giyeceklerin işe yarayan kısımlarından mesela bir gömleğin arka kısmını yamayarak birleştirerek hatalı çıkmış kumaşlarda, çarşaflardan, dört beş katlı birleştirip diktiklerinde güzel bir döşek oluyor.

Kasabamızda hala çıkrık döşeklerini özellikle özellikle yaşlı ninelerimizin evlerinde bulunur.

Not: Bu yazı vakfımızın çıkarmış olduğu Kızılcabölük gazetesinde yayınlanmıştır. Bilgileri derleyen ve resimleyen kişi Eşref DOĞU kardeşimizdir.

ALINTI: https://www.kizilcaboluk.biz/beldemiz-hakkinda/dokumacilik/

Etkinlikmoda

Kızılcabölük Moda ve Tekstil Defileler

kizilcabolukvakfi

Kızılcabölük dokumacılık ve defileler

Geçmişi 600 yıl Anadolu topraklarında Egenin incisi Denizli iline 30 dakika uzaklıkta olan Kızılcabölük, Dokumacılık mesleği atadan toruna aktarılan Çulhacılık mesleği olarak adlandırılmıştır. İlk başlangıç noktası olan dokumacılık günlük ihtiyaçların karşılanması için dokunmuş kumaşlardır. Taleplerin artması ile Dokuma kumaşlar çeşitlilik artarak farklı kullanım amacı özelliği ile günümüze modernize edilerek hem üretim yapan araç gereç hemde kumaşlar geliştirilmiştir.

Kızılcabölük dokumacılıkta bölgede isminden çoğu kez her platformda söz ettirmiş bir marka beldelerden biri olmuştur. Bunlardan en önemli olanı belde tanıtımı için Önemli yeri olan vakfımız ve o dönemlere rastlayan Kızılcabölük  Belediyesi beraber organize ettiği festivallerin Tekstil ve Moda kulvarlarında gerçekleştirilen etkinlikler büyük ses getirmiş ünlü modacılara kapısını açmıştır.

Zühal Yorgancıoğlu’nun Kızılcabölük Kumaşları ile Gerçekleştirilen defileler

Kızılcabölük 1990 lı yıllarda fantazi kumaş üretiminin başlangıcı olarak gömleklik ve hazır giyimde geniş yelpaze sunarak geleneksel doku, geleneksel teksil kimyası, teknik çalışmalar ile büyük ivme kazanmıştır.

Zühal Yorgancıoğlu ile Kızılcabölük Kumaşları 2000 li yıllardan sonraya rastlamıştır. Her yıl Geneksel olarak gerçekleştirilen

Geleneksel Kızılcabölük Kültür, Sanat, Tekstil Ve Moda Festivali

Kapsamında Ünlü modacı ZÜHAL YORGANCIOĞLU ile 2002 yılında Dönemin  Kızılcabölük Belediye  Osman Erkli’nin Festival programı Kızılcabölük kumaşlarının daha fazla kitle ve ilgi odağına ulaşması için yaptığı çalışmalar büyük ses getirmiştir. Kızılcabölük Moda anlamında  İlk Kumaş kreaksiyonu çekimleri Afrodisias’ta gerçekleştirilmiştir.

 

TARİHİ YERLER

Hanife ve Ahmet Paralı Yöresel El Sanatları ve Tekstil Müzesi

kizilcabolukvakfi
  • Kızılcabölük Tekstil Müzesi
  • Tavas, DENİZLİ

Tekstil başkenti Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Kızılcabölük Mahallesi’ne yolunuz düşerse Türkiye’nin ilk Tekstil Müzesi’ne uğrayarak tarihi el dokumalarını, tezgahlar ve tekstil ile ilgili dokümanları inceleyebilirsiniz. Müze, eski Cumhuriyet İlkokulu binası içerisinde yer alır. Evliya Çelebi’nin Seyahatname’de “Kızılcabölük çulhacılığı”ndan bahsetmiş olması Kızılcabölük’ün dokumacılık geçmişinin 600 yıl öncesine dayandığına işaret eder.

Spor

Vakıf Başkanı Erkli ve Yönetim Kurulu Üyeleri Kızılcabölükspor’a sahada ziyaret etti

kizilcabolukvakfi

Vakıf Başkanı Erkli ve Yönetim Kurulu Üyeleri Kızılcabölükspor’a sahada ziyaret etti


Kızılcabölüklüler Vakfı Başkanı Osman Erkli ve Yönetim Kurulu Üyeleri Değirmenönüspor maçı öncesi son antrenmanında sahada ziyaret etti.

Kızılcabölük Kaşık helvası ikram ederek başarılar diledi.

Kızılcabölükpor Kulup başkanı ve beraberindeki futbolcular Vakıf Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin Ziyaretleri ve desteklerinden dolayı Vakfımıza Teşekkür Ederek Çalışmalara devam etti.

Etkinlikmoda

29. Geleneksel kültür sanat ve moda festivali

kizilcabolukvakfi

29. Kızılcabölük Festivali’ni Binlerce Kişi Coşkuyla Kutladı

Tavas Belediyesi ve Kızılcabölüklüler Vakfı iş birliğiyle düzenlenen 29. Kızılcabölük Kültür Sanat ve Moda Festivali, keşkek hayrı ve Ece Mumay konseriyle renkli anlara sahne oldu.

Tavas Belediyesi ve Kızılcabölüklüler Vakfı iş birliğiyle düzenlenen 29. Kızılcabölük Kültür, Sanat ve Moda Festivali, “Bir Tabak İki Kaşık” etkinliği kapsamında 50 kazan keşkek dağıtımıyla başladı. Festivalin son gününde gerçekleşen keşkek hayrı ve ardından sahneye çıkan ünlü sanatçı Ece Mumay, Tavaslı ve Kızılcabölüklü vatandaşlara unutulmaz eğlence dolu anlar yaşattı.

Ahmet Sami Uslu Mesire Alanı’nda düzenlenen keşkek hayrında, çevre şehirler ve Denizli’nin çeşitli ilçelerinden gelen vatandaşlar, aileleriyle birlikte açık havada kahvaltı yaparak festival coşkusunu doyasıya yaşadı. 50 kazan keşkek sabahın erken saatlerinden itibaren pişirildi ve katılımcılara ikram edildi.

 

Festivalin son akşamında sahne alan Ece Mumay, sevilen şarkılarını seslendirerek katılımcılara coşkulu bir konser sundu. Konserde Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, Beyağaç Belediye Başkanı Sezayi Pütün, Kızılcabölüklüler Vakfı Başkanı Osman Erkli ve çok sayıda vatandaş hazır bulundu.

Konser sonunda sahneye çıkarak Ece Mumay’a plaket takdim eden Tavas Belediye Başkanı Kadir Tatık, yaptığı konuşmada, “29. Kızılcabölük Kültür, Sanat, Tekstil ve Moda Festivalimizin son gecesinde sahne alan Ece Mumay, enerjisi ve sevilen şarkılarıyla meydanı dolduran vatandaşlarımıza unutulmaz anlar yaşattı. Bu güzel organizasyonun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese, sahnede bizlerle olan sanatçılarımıza, katkı sunan tüm paydaşlarımıza ve festival boyunca yanımızda olan kıymetli hemşehrilerimize yürekten teşekkür ederiz. Nice festivallerde yeniden buluşmak dileğiyle” dedi.

KIZILCABÖLÜKLÜLER VAKFI